• info@farukbulut.av.tr
  • Cennet Mahallesi, Hürriyet caddesi, No: 49/1 B Blok Ofis: 7 Küçükçekmece / İstanbul

Mirasın Gerçek Reddi Davası

Miras hukuku, insanların ölümlerinden sonra malları üzerinde yapmak istedikleri ölüme bağlı tasarrufları ve ölümleri halinde, gaipliğine karar verilmesinden sonra veya ölüm karinesinin varlığı halinde mirasa konu mallarının (tereke) yasal mirasçılar ve diğer mirasçılar arasında ne şekilde paylaştırılacağını, borçlarının nasıl ve hangi sırayla ödeneceğini inceleyen bir özel hukuk dalıdır. 

Reddi Miras , diğer adıyla Mirasın Reddi işlemi Mali ve Hukuki açıdan sorumluluktun kurtulmasını sağlamaktadır. Muristen intikal eden mirası kabul edip etmemek mirasçının tasarrufuna kalmış bir işlemdir. Mirasçının mirası reddedebileceği gibi, Murisin borçlarını ödemesinde aczinin açık olması durumunda yani terekenin borca batık olması durumunda mirasçının bu yönde bir talebi olmasa dahi mirası hükmen reddetmiş sayılır.

Kimler Reddi Miras yapabilir?

Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Yasal mirasçılar ; Kan hısımları, evlatlığı, sağ kalan eşi ve devlet yasal mirasçı olarak kabul edilmektedir.
Atanmış mirasçılar; miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufla, mirasının tamamına veya belirli bir kısmına yasal mirasçılardan birini, birkaçını veya üçüncü bir kişiyi mirasçı olarak göstermesidir.

Mirasçı tarafından ret işlemi yapılmaksızın mirasın ret olacağı durumlar söz konusu mudur?

Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.  Burada asıl olan terekenin borca batık olup olmadığıdır.

Mirasın reddine ilişkin süre ne zaman başlar?

Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe miras bırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için miras bırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar. Görülen davalar içerisinde sıklıkla karşılaştığımız durum kişinin görüşmediği miras bırakanının vefatını üç aydan fazla süre sonrasında öğrenmesine rağmen bu durumu dilekçesinde belirtmemiş olması nedeniyle davasının reddedilmesi veya kişinin yasal süreyi kaçırdığı düşüncesiyle dava açmamasıdır. Kanun koyucu tarafından burada açık bir şekilde öğrenme tarihinden itibaren üç aylık ret süresi tanınmıştır. Yani kişi miras bırakanı ile görüşmemesi veya başkaca bir sebep nedeniyle vefatından haberdar olmaması durumunda, vefat haberini öğrendiği tarihten itibaren üç aylık ret süresi mevcuttur. Mirasçının burada yapması gereken en önemli şey miras bırakanın vefatını öğrendiği tarihin ispatıdır.

Ret hakkı kimlere geçer?

Mirası reddetmeden ölen mirasçının ret hakkı kendi mirasçılarına geçer. Bu mirasçılar için ret süresi, kendilerinin mirasbırakanına mirasın geçtiğini öğrendikleri tarihten başlar. Ancak bu süre, kendilerinin mirasbırakanından geçen mirasın reddi için mirasçıya tanınan süre dolmadıkça sona ermez.

Ret sonucunda miras daha önce mirasçı olmayanlara geçerse; bunlar için ret süresi, önceki mirasçılar tarafından mirasın reddedildiğini öğrendikleri tarihten işlemeye başlar. Yine yeni mirasçıya burada düşen en büyük sorumluluk kendisine mirasın geçmesine neden olan mirasçının reddediğini öğrendiği tarihin ispatıdır.

Reddin şekli nasıl olmalıdır?

Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla Yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir. Tutanağın ve kütüğün nasıl tutulacağı Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenir. Açılan davalar içerisinde yapılan en büyük hata davayı açan tarafça mirasın kayıtsız ve şartsız reddine ilişkin kısmın yer almaması sebebiyle ret işleminin tamamlanamamasıdır. Yasal üç aylık süre içerisinde yapılan ret beyanında kayıtsız ve şartsız ibaresinin bulunması durumunda çoğu zaman mahkemece dosya üzerinden karar verilmekte, duruşma açılmamaktadır.

Ret hakkının kaybedilmesi nasıl olur?

Yasal süre içinde mirası reddetmeyen mirasçı, mirası kayıtsız şartsız kazanmış olur. Ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine maleden mirasçı, mirası reddedemez. Bu hususta birçok problem yaşanmakta olup, mirasçılar tarafından tereke içerisinde bulunan mallara ilişkin bir kısım tasarruf işlemleri yaptıktan sonra mirasın reddi yoluna başvurmaktadırlar. Bu durum ileride ciddi sorunlara sebep olmaktadır. Geçmiş dönemde açılan bir davada cezaevinde bulunan bir kişinin vefatı ile birlikte bu kişinin cezaevinde bulunan eşyaları Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, mahkemece kişinin yasal mirasçısı olan Anne ve babasına teslim işlemi yapılmıştır. Üzüntü içerisinde bulunan Anne ve baba çocuklarının bu eşyalarını alıp evine gittikten sonra taraflarına bir tebligat ulaşır ve miras bırakanın alacaklısı tarafından açılmış bir davada miras bırakanın Anne ve babası tarafından tereke eşyalarının alınması ile birlikte mirası kabul etmiş sayıldıkları bu nedenle murisin borçlarından sorumlu olduklarından bahsedilmiştir. Bu gibi durumlarda ciddi sorunlar yaşamamak adına herhangi bir işlem yapmadan önce Uzman bir Avukattan danışmanlık almak önemlidir.

Mirasçılardan biri tarafından ret işlemi yapılması durumunda miras paylaşımı nasıl olur?

Yasal mirasçılardan biri mirası reddederse onun payı, miras açıldığı zaman kendisi sağ değilmiş gibi, hak sahiplerine geçer. Mirası reddeden atanmış mirasçının payı, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarrufundan arzusunun başka türlü olduğu anlaşılmadıkça, mirasbırakanın en yakın yasal mirasçılarına kalır. Daha açık olması adına bir örnek vermek gerekirse muris A'nın vefatı ile birlikte mirasçı olarak B,C,D ve E adında dört çocuğu kalmıştır. Çocukların her birinin yasal miras payı 1/4'tür. Mirasçı B tarafından mirasın reddi yolu gidildiğinde B'nin payına düşen miras, B'nin çocuğu olan F'ye kalacaktır. Burada en önemli husus olaki A'nın mirasçıları olan B,C,D ve E tarafından yani tüm mirasçılar tarafından bir red işlemi yapılır ise kendilerinden sonra gelen zümre olan mesela B yönünden çocuğu F'ye miras kalmayacaktır. Miras TMK 612 maddesi uyarınca tasfiyesi yoluna gidilecektir.

En yakın mirasçıların tamamı tarafından ret yapılması durumunda ne olur?

En yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddolunan miras, sulh mahkemesince iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sonunda arta kalan değerler, mirası reddetmemişler gibi hak sahiplerine verilir. Bu hususa ilişkin örnek vermek gerekirse miras bırakan A'nın vefatı ile birlikte çocukları B ve C'ye kalan mirasın B ve C tarafından reddedilmesi üzerine murisin terekesi iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Tasfiye sırasında murisin malvarlığının 500.000 TL olduğu, borçlarının 300.000 TL olduğu tespit edilir, burada borç miktarı ödendikten sonra kalan 200.000 TL yasal mirasçılara ret yapmış olsalar dahi dağıtılır. Ancak tam tersi bir durumda yani murisin malvarlığının 300.000 TL, borçların  500.000 TL olmasında murisin malvarlığında bulunan 300.000 TL ile borçlar ödenir. Kalan 200.000 TL borç ret yapan mirasçılardan talep edilemez.

Sonra gelen mirasçılar yararına ret yapılabilir mi?

Mirasçılar, mirası reddederken, kendilerinden sonra gelen mirasçılardan mirası kabul edip etmeyeceklerinin sorulmasını tasfiyeden önce isteyebilirler. Bu takdirde ret, sulh hâkimi tarafından daha sonra gelen mirasçılara bildirilir; bunlar bir ay içinde mirası kabul etmezlerse reddetmiş sayılırlar. Bunun üzerine miras, iflâs hükümlerine göre tasfiye edilir ve tasfiye sonunda arta kalan değerler, önce gelen mirasçılara verilir. Bu durum Sulh hukuk mahkemelerinde kısmen uygulanmamakta olup, yasal mirasçılarının tamamı tarafından ret yapılması durumunda TMK 612. Maddesi uyarınca tasfiyeye geçileceğinden ilk zümre mirasçılarının ret işlemi net belli olmadıkça kişinin alt mirasçısına sorulması taleplerine karşı bazen kabul kararı verilmemektedir.

Ret süresinin uzatılması mümkün müdür?

Önemli sebeplerin varlığı hâlinde sulh hâkimi, yasal ve atanmış mirasçılara tanınmış olan ret süresini uzatabilir veya yeni bir süre tanıyabilir. Burada sürenin uzatılmasına ilişkin çok ciddi bir sebep olması gerekmektedir. Sürenin unutulması, gözden kaçması gibi durumlarda sürenin uzatılması söz konusu değildir.